26 Aralık 2020 Cumartesi

Hayat seçimlerden ibarettir


Ne zamandır bu üç kelime kafamda dolanıp duruyor. Endonezya' dan döneli 5 ay oldu, ikimizde yoğun bir iş temposundayız. Ama bu bizim şuan ki seçimimiz. Korona başladığında daha yeni Nusa Penida'ya gitmiştik, üç hafta kalıp Koh Lipe' ye geri dönecektik. Ancak iki-üç gün içinde tüm dünya karıştı, ülkeler tek tek kapılarını kapattı. Biz dönmek istemiyorduk, vize sorunumuzda ortadan kalkınca kalmaya tam karar verdik. Ne olacağı belli değildi, acaba uçaklar tekrar ne zaman uçacaktı, Nusa Penida' da halkın tutumu yabancılara karşı nasıl olacaktı, eğer hastalanırsak neyle karşılaşacaktık, bilmiyorduk. Ama orda ki insanlarda insandı ve bir şekilde bu sorunların üstesinden geleceklerdi. Bizde yaşayıp görecektik.

Ilk başlarda kimse bu durumun bu kadar uzayacağını tahmin etmiyordu. Sürse sürse en fazla bir ay bilemedin iki ay sürerdi. 

Bitti bitecek derken Mayıs oldu, Haziran oldu derken 4 ay Nusa Penida' da kaldık. Bu kararımızdanda hiç pişman olmadık. Ancak artık yavaş yavaş dönsek ve çalışmaya başlasak iyi olacaktı. İstesek daha bir seneye yakın kalabilirdik, keyfimiz yerindeydi, adada fazla bir kısıtlama yoktu, çok ucuz yaşıyorduk, finansal bir sıkıntımız yoktu. Yinede artık yeterdi, şimdi iş zamanıydı derken Temmuz ayının başında ilk fırsatta geri döndük. Bizce yine bizim için en doğru kararı vermiştik. Şimdi her ne kadar herkes gibi bu dönem bizide bunaltsada, kendimizi kapana kısılmış gibi hissetsek de, bu dönemi en iyi şekilde geçirmeye çalışıyoruz. Fazla sızlanmadan, şikayet etmeden, kendimizi elimizdekilerle mutlu etmeye çalışarak.

Kaç senedir bu kadar uzun süre burada kalmamıştık. Son zamanlarda beni çok rahatsız eden bir şey var: insanlar hep mutsuz, hep memnuniyetsiz, hep kendini başkalarıyla kıyaslayıp daha da çok mutsuz ediyor. Gerçi bu durum önceden de hep vardı ama belki de uzun süre tekrar "normal hayatı" yaşayınca daha çok fark ettim. 

Bazıları evinde mutsuz, eşiyle anlaşamıyor, bazıları işinden memnun değil, bazıları aslında iyi durumda ama halen daha çok malın daha çok paranın derdinde. Hep şikayetciler, hep başkalarına suç buluyorlar, ömürleri hep birilerini kıskanmayla geçiyor. "Bu hayatta benim hiç şans yüzüme gülmedi, kaderim buymuş, tüm sorunlar hep beni buluyor, vs." Biriside çıkıp "Bu durumu değiştirmek için ben ne yapabilirim?" demiyor. Hiç kimse rahatını bozmak, alışkanlıklarından vazgeçmek istemiyor ama her şeyin en güzeli en iyisi benim olsun diyor.

Evet, herkesin kendine göre sorunları var, hayat hep dört dörtlük değil ama hayatımıza yön vermek, her konuda seçim yapmak bizim elimizde. Ancak çoğu insanlar hayatlarının sorumluluğunu almak istemiyorlar çünkü bu kolaylarına geliyor. Böylelikle ters giden bir şey olursa suçu başkasına atmak daha kolay. Tabii bir seçim yapmak için ve bir şeye karar vermek için ilk önce ne istediğini bilmen gerekiyor. Çoğu insanlar bunun bilincinde değil yada istedikleri yolda ilerlemek için bazı şeyleri göze almaya korkuyor. Onun içinde alışılmış düzeninde yaşamaya devam ediyor ve şikayet etmeyi, yeri geldiğinde hayata isyan etmeyide bırakmıyor. Bu kısır döngüde yaşayıp gidiyor.

Bir kitapta okumuştum: "Hayatında tekrar tekrar kararlar almak zorunda kalacaksın ve bazen yanlış karar vermen kaçınılmazdır. Ancak yinede hatalardan bir şeyler öğrenilebilir. Yanlış kararlardan çok daha tehlikeli olan, bir seçim yapmaktan kaçmaktır. İki yol arasında seçim yapmak zorunda kalan ve her ikisinede karar veremeyen bir insan kendini kısıtlar. Dünyası gittikçe küçülür..."

Eğer şuan yaşadığınız hayat ve ilişki, çalıştığınız iş, çevrenizdeki insanlar, sizi mutsuz ediyorsa , bunu değiştirmek sizin elinizde. Yaşam seviyemizi, hayatımızı hep belirleyen yapabileceğimiz değil, korkularımız ve yapamayacağımızı düşündüğümüz şeylerdir. Unutmayın: Seçim yapma özgürlüğüne her zaman sahipsiniz. Ne zaman hayatınıza dair bir şey yapmaya karar verir ve bir seçim yaparsanız, hayatınızı kendi ellerinize alırsınız.

Bu demek değildir ki her verdiğiniz karar, gittiğiniz yol, doğrudur. Bunu düşünerek korkar ve bir adım atmazsanız, şimdiye kadar yaşadığınız, sizi mutsuz eden hayatı yaşamaya devam edersiniz. Bu da bir seçimdir ama o zaman sızlanmayı, isyan etmeyide bırakın.

Eğer seçiminizi yapıp yeni bir yolda yürümeye karar verirseniz, sonucu ne olursa olsun, o yolu yürümeden bilemezsiniz. Sonunda iyide olsa kötü de olsa bu sizin kararınızdır. Ve her yanlış, her ne kadar bunu çok sonralardan anlasakta, ya size yeni bir şeyler öğretir yada yeni yolların size açılmasına vesile olur.


Şuan bunları yazarken Nusa Penida' daki arkadaşımız Wayan'la aramızda geçen bir konuşma geldi aklıma. Onu anlatmadan önce Nusa Penida'nın cenazelerini defnetme konusunda kısa bir şey anlatmam gerek. Nusa Penida/ Bali'de ölüleri yakıyorlar. Yakma törenleri çok pahalı olduğu için geçici olarak gömüyorlar ve para biriktirdiklerinde asıl töreni yapıyorlar. Ölen kişinin henüz Dünya'dan ayrılmadığına ve hala vücutlarıyla birleşik olduklarına inanıldığından, güneşten korumak için her mezarın başına şemsiye koyuyorlar. 

Wayan Nusa Penida' nın köylülerinden, daha geçen seneye kadar Endonezya' nın başka bir adasında çalışıyormuş. Son senelerde Nusa Penida adası turistlerin akınına uğramaya başlayınca, Wayan'da geri dönmüş ve dedesinin arsasına altı odalı bir otel yaptırmış. 

Bir gün hep beraber oturuyoruz bana döndü ve anlatmaya başladı: "Derya, biz seninle burda çok iyi işler yapabiliriz. Arsa alıp satabiliriz. Bilmem kim arkadaş seneler önce bu işi yapmaya başlamış, şimdi milyoner olmuş." Öyle bir hevesle anlatıyorki, ben dinledim dinledim, sonra "Wayan, bir otelin var, güzel bir yerde yaşıyorsun, ailenle mutlusun, daha çok parayı, malı mülkü ne yapacaksın? Eğer bir şey yapmak istiyorsan, git kendine güzel bir şemsiye al, ondan fazlasını öteki tarafa götüremeyeceksin." demiştim. İlk önce garip bir şekilde yüzüme baktı, ne demek istediğimi anlamamıştı, sonra düşündü ve "Wow, Derya sen süpersin, bunu daha önce hiç düşünmemiştim." dedi.

Konuyu biraz dağıttım. Kimseyi eleştirmek yada akıl vermek değil niyetim. Sadece son zamanlarda insanların hiç mutlu olmadıkları, ellerinde olanla yetinmeyi bilmedikleri, hep daha fazla şeyler isteyip, birbirlerini kıskandıkları beni çok rahatsız etmeye başladı. Düşüncelerimi yazmak istedim.

.

3 yorum:

  1. Ağzına ve yüreğine sağlık yazar kızım çok doğru yazmışsın. Öptüm Annen♡

    YanıtlaSil

Anonim yorum yapanlar isim yazarsa seviniriz. Yorumlarınız için teşekkürler.