3 Şubat 2016 Çarşamba

Siem Reap ve efsanevi Angkor tapınakları

22.12.13

Sabah saat 7.30' da otobüs bizi otelemizin önünden alacaktı, her zaman olduğu gibi zamanında gelmedi. Bir saat bekledikten sonra nihayet otobüs yolda göründü. Ama ne görelim, halk otobüsü. Bileti alırken o kadarda söyledik halk otobüsü olmasın diye. Artık yapacak birşey yoktu. Yerlerimize oturduk, yola çıktık. Otobüs her dakika başı müşteri almak için duruyor. Biz ilk önce Phnom Penh' e gidip, orda otobüs değiştirip, Siem Reap' e devam edeceğiz. Hadi hayırlısı.
5 saatlik yolu 8 saatte gittik, Phnom Penh' e geldiğimizde otobüsümüzün gittiğini söylediler. Nasıl olur? Biz biletimizi aldık? Acentanın çalışanlarından birisiyle tartışmaya başladık. Adam "No panic" deyip bizi bir tuktuka bindirdi, tuktukcuda yolda bir otobüsü durdurup şoförle birşeyler konuştu. Biz ne olup bittiğini anlamadık. Şoför bizi otobüse binmemiz için çağırdı, denileni yaptık, ama içeri girdiğimizdeki manzara karşısında ağzımız açık kaldı. Evet, biz Kamboçya' daydık. Otobüs tıklım tıklım, ortaya küçük tabureler atmışlar, tavuklar, poşetlerin içinden gelen kokular, televizyonda bangır bangır müzik sesi. Bize en önden yer gösterdiler. Başka bir seçeneğimiz olmadığından yerimize oturduk. 
Elber' e "Nereye düştük böyle" diyorum, cevabı gülerek "Ne var, biraz halkın içine karış" oluyor. Otobüs anababa günü, inen binen belli değil, böyle sıkış tıkış saat akşam 10 gibi Siem Reap' e vardık. Iyiki otelimizi önceden ayarlamışız.

23.12.13

Otelde güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra bu günü biraz sakin geçirelim dedik. Kendimize bisiklet kiralayıp Siem Reap'i gezdik.

Eskiden şehrin ismi Angkor' muş. Şehir asırlarca Siam (şimdiki Tayland) ve Kamboçya' nın arasındaki çatışmayı simgeliyor. Kamboçya büyük bir savaşta Siam'ı yenince şehrin ismini Siem Reap "Yenilen Siam" olarak değiştirmiş.

Siem Reap Kamboçya'nın ikinci büyük, Angkor tapınaklarına giriş olduğundan, en turistik şehri. Sefaletin yanında çok lüks otelleride görebilirsiniz.  Şehir merkezi olan Sivutha Street ve Psar Chas (Old market) çevresinde eski Fransız sömürgesi döneminden kalma binalar, dükkanlar ve iş merkezleri bulunmakta. Dünya mutfaklarından bir çok restorant var.

Bütün gün bu yerleri ve nehrin kenarını dolaştık. Artık buraya gelme sebebimiz olan Angkor Wat' a gitme zamanı gelmişti. Otelde bir tuktukcuyla bizi bütün gün gezdirmesi için 15$ a anlaştık.


Kayıp şehir Angkor

24.12.13


Sabah saat 7.30 ' da tuktukcumuz bizi aldı. Angkor tapınakları şehre yaklaşık 7 km uzaklağında.

Angkor Wat Arkeoloji parkı devasa bir alanı kaplıyor. 1000 kilometrekarelik bu alanda yüzlerce tapınak var. Bu yüzden tapınakları gezmek için üç ayrı bilet seçeneği var. Bir günlük 20$, üç günlük 40$, bir haftalık 60$. Biz ana tapınakları gezmek için bir günlük bileti aldık.





Angkor 600 yıl Khmer Imparatorluğuna evsahipliği yapmış gizemli bir şehir. Angkor dönemi 802 yılında Javayarman II. kendini "Kral Tanrı" ilan etmesiyle başlar. Güneydoğu Asya topraklarının neredeyse tümüne hükmeden imparatorluğun en görkemli yıllarında Angkor' da bir milyona yakın insan yaşar. Bu dönemde muhteşem tapınaklar yapılır.
1431 yılında Tayland' ın şehri işgal etmesiyle halk Phnom Penh' e kaçar. Daha sonra şehir unutulur ve ormanın içinde kaybolur. 400 yıl boyunca sadece rahiplerin ve bazı gezginlerin bildiği tapınaklar 1860' de Fransız gezgin Henri Mouhot tarafından yeniden keşfedilir.

Bölgede olan onca savaşda tapınaklar çok zarar görmüş, düşmanlar tarafından yağmalanmış. 20. yüzyılda restorasyon çalışmaları başlamış, 1975 - 1979 yılları arasında Kızıl Khmer' ler tarafından durdurulmuş. Bu dönemdede tapınaklara çok zarar verilmiş. Şimdi restorasyonlara devam edilsede, Pol Pot zamanında ülkeye döşenen mayınlar yüzünden yavaş ilerliyor.




Angkor tapınaklarına girerken şimdiye kadar gördüğünüz bütün tarihi eserleri, tapınakları unutun. Yok böyle birşey. Insanın aklı mantığı almıyor. O zamanlarda nasıl yapmışlar bu tapınakları? Bütün gün gezerken aklımızda hep bu soru vardı.



Tapınakların en büyüğü olan Angkor Wat 1992 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınmış. Khmer dilinde "Tapınak şehir" anlamına geliyor. Kamboçya' nın gururu ve simgesi olan bu tapınak bayraklarında yer alıyor.

12. yüzyılda Kral II. Suryavarman tarafından Hindu tanrısı Vishnu için yaptırılmış, daha sonra Budist tapınağı olarak kullanılmış.

Angkor Wat 400 kilometre karelik bir alana kurulmuş ve dünyanın en büyük Hindu tapığı. Büyüklüğünün yanısıra su üzerine yapılmasıda şimdiye kadar gerçekleştirilen en çarpıcı mühendislik projelerinden biri.


Ilk olarak Angkor Wat' ı gezdikten sonra sıra diğerlerine gelmişti.


Angkor' da en çok ilgi çeken tapınaklardan biri Ta Prohm' dur. Angelina Jolie' nin Tomb Raider filmi burada çekilmiştir.


Bu tapınak 12. - 13. yüzyıllar arasında Kral Jayavarnan XII tarafından annesi adına yaptırılmış.


Ta Prohm' u diğer tapınaklardan ayrı kılan tapınak üzerinde büyüyen devasa Banyan ağaçlarının köklerinin tapınağı kaplaması.



Restorasyon çalışmalarında çok sıkıntı çekilmiş, birçok agaç ve bitki temizlenmiş, ama tarihi dokuya zarar verilmemesi için agaçların köklerinin tapınağı sarmasına izin verilmiş.



En az Angkor Wat kadar büyük başka bir tapınaklar kompleksi Angkor Thom. "Büyük şehir" anlamına gelen Angkor Thom Khmer Imparatorluğunun son başkenti. 12. yüzyılın sonlarında Kral Jayavarman VII. tarafından kurulmuştur. Çok büyük bir araziyi kaplayan şehrin içinde bulunan en önemli tapınaklar:  Bayon, Baphoun, Phimeneakas, Terrace of the Elephants (Filler terası) ve Terrace of the Leper King (Cüzamlı kralın terası).

Bu tapınakların arasında bizim en çok beğendiğimiz Bayon' du.


Angkor Thom' un merkezinde olan bu tapınak 49 tane kuleden ve her kulede dört yana bakan insan yüzlerinden oluşan bir Budist tapınağı.






Biz tapınakları gezerken tuktukcumuzda arada şekerleme yapıyordu.



35 derece sıcaklıkta oradan oraya koştururken yorulmuştuk ama daha görülecek çok şey vardı.






Akşam güneşin batışıyla Angkor gezimiz sona erdi.



Kamboçya' da göreceğimizi görmüştük, Tayland' a geri döne bilirdik. Bu sefer Poipet sınır kapısından girecektik. Otobüsle uğraşmak istemediğimizden 20$ a bizi Kamboçya sınırına götürmesi için taksiyle anlaştık.


Not: Angkor' u kelimelerle anlatmak imkansız, fotoğraflar bile yetersiz kalır. Angkor gerçekten muhteşemdi, çok etkilendik, görmeye doyamadık. Keşke üç günlük bileti alıp tüm tapınakları gezseydik dedik. Artık bir dahaki sefere. Gerçektende Henri Mouhout' nun dediği gibi "Angkor görülmeden ölünmez".


Siz Angkor hakkında ne düşünüyorsunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Anonim yorum yapanlar isim yazarsa seviniriz. Yorumlarınız için teşekkürler.