11 Ekim 2015 Pazar

Tüyleri diken diken eden Toraja'lıların cenaze törenleri ve muhteşem doğası ile Rantepao

20.04.2015 - 24.04.15

Bir gece Makassar' da kaldıktan sonra ertesi gün sabah Rantepao' ya 9 saat sürecek olan otobüs yolculuğumuza başladık.
Litha Bus'ın arkaya yatak gibi yatan, kocaman koltukları ve yoldaki manzara sayesinde yolculuk çok rahat ve güzel geçti.





Akşama doğru Rantepao'ya şiddetli yağmur eşliğinde vardık. O sırada otobüse binen bir Endonezya'lı yanımıza geldi ve bizimle konuşmaya başladı.  Klasik "Nerden geliyorsunuz, nerede kalacaksınız, vs.?" soruları. Ismi Hendrik miş, rehbermiş, müşterilerini bekliyormuş, bize yardımcı olabilirmiymiş. Biz niyetini anladık ama o yağmurda ıslanmamak için "Riana hostel'e" gitmek istediğimizi söyledik, oda bizi arabasıyla götürdü. Şansımıza boş oda da vardı.

Biz odamıza yerleşirken Hendrik hâlâ bizi bekliyordu. Karnımız acıkmıştı, ama yağmur daha durmamıştı. Neyse kurtarıcımız Hendrik bizi "Aras Café' ye" götürdü.
Bu çocuktan nasıl kurtulacaktık? Maksadı bize tur satmaktı. Bir süre sonra baktı biz hiç oralı olmuyoruz sonunda bizi bırakıp gitti, bizde o yağmurda yürüyerek hostele geri göndük.

Ertesi gün sabah kalktığımızda başka bir rehber bizi bekliyordu. Burası küçük bir yer olduğu için yeni turistler geldiğinde hemen herkesin haberi oluyormuş.

Oh ne güzel, rehber ayağımıza gelmişti. Bizi cenaze törenine götürmek için ücret olarak 400bin Rp istedi, bize göre fiyat çok yüksekti. Bu yüzden kabul etmedik. 
Genelde törenlerin çoğu Temmuz ve Eylül arası oluyormuş. Şanslıydık ama uygun bir rehber bulmamız gerek diye kara kara düşünürken üst odada kalan bir Belçikal'ı yanımıza geldi, konuşmalarımızı duyduğunu söyledi. Kız arkadaşıyla kendiside törene gitmek istiyormuş ama fiyat onlarada yüksek gelmiş, beraber gidelim mi diye sordu. O arada birde Amerika'lı bir kız geldi, olduk 5 kişi. :-)

Kendimize motosiklet kiraladık. Bizim rehber hediye almamız gerektiğini söyledi. Törene giden herkes bir hediye getirirmiş. Turistlerde de en makbulu bir karton sigaraymış. Hediyemizi de aldıktan sonra çıktık yola.

Köylerin arasından giderek tören yerine vardık. Ev sahibi bizi karşıladı ve bize oturacağımız yeri gösterdi. Evin kızları bize hemen cips, kurabiye, çay, kahve servisi yaptılar. Ilk önce nasıl davranacağımızı bilmediğimiz için rehberimizin anlattıklarını dinliyorduk ve bir yandan da olanları izliyorduk. Insanlar gruplar halinde domuzları yüklenmiş tören yerine geliyordu.


Gelen yerliler cenaze evine ya domuz yada bufolo getirirmiş. Ailenin yaşlıları kimin ne getirdiğini not eder ve ona göre kim hangi cenazeye ne kadar götüreceğine karar verirmiş. Buda daha önce cenazesi olan aileye neler getirildiğine göre karar verilirmiş.

Misafirlerin çoğu geldikten sonra cesed tabuta konulup müzik ve dualar eşliğinde avluda gezdirilmeye başlandı.




Daha sonra tabut tören yerinin ortasında bulunan eve geri konuldu.


Bu seremoniden sonra bir tane bufola avlunun ortasında kurban edildi. Bu görüntü çok kötüydü. Zavallı hayvan sakin bir şekilde avluya getirildi ve getiren adamın tek bir hamlesiyle ilk önce yavaşca yere çöktü daha sonra da o kan gölünün ortasında yere yığıldı.





Kurban kesiminden sonra misafirlere öğle yemeği dağıtıldı. Bizim bir şey yiyecek halimiz kalmamıştı.
Tüylerimiz diken diken olmuştu. Bir taraftan önümüzdeki görüntü, bir taraftan domuzların viyak viyak sesleri (sanki başlarına geleceğin farkındalarmış gibi)...Daha fazla dayanamayacaktık. Rehberimizden gitmek için izin istedik, oradaki adetlere göre yanlış bir şey yapmak istemiyorduk. Zaten o günlük en önemli seremoninin bittiği için bizim erken ayrılmamızda sorun olmayacağını söyledi, ev sahibiyle vedalaştıktan sonra oradan hızlı bir şekilde uzaklaştık.

Gördüklerimizden o kadar etkilendik ki ilk önce kendimize gelmemiz gerekiyordu. Aras Café' ye gittik. Daha sonra biraz cevreyi gezelim diyorduk ki yağmur başladı, bizde odamıza geri döndük ve o gün başka bir şey yapmadık.

Burada yağmur zamanı olduğu için yağmur sanki saat kurulmuş gibi hergün öğleden sonra saat üç gibi başlıyordu.

Geri kalan iki günümüzde motosikletle Rantepao'nun cevresini gezdik.

Ilk önce Rantepao'nun güneyindeki bebek mezarları, Kete Kesu köyü, Londa ve Lemo' ya gittik.

Bebek mezarları



Ilk durağımız bize göre yine ilginç olan Kambira'daki bebek mezarlarıydı. 80 yıl öncesine kadar süren Toraja'lıların geleneklerine göre daha dişi çıkmadan ölen bebekler bu özel ağaçların içine oyulan kovuklara dik bir şekilde konuluyormuş. Inanca göre bebekler ağacın suyunu içerek ağaçla beraber büyüyorlarmış. Ağaç yaşadığı sürece bebeklerinde yaşadıklarına inanıyorlarmış.








Oradan ayrıldıktan sonra kaya mezarlarını görmeye Lemo ve Londa'ya gittik. Şimdiye kadar birçok kaya mezarı görmüştük ama burada ilginç olan mezarların önünde "tau tau" denilen ölenlerin heykelleriydi. Bu "tau tau'lar" mezarı ve yaşayanları korusun diye ölen kişinin bir resmine göre ve sadece soylu bir aileden gelen kişiler için yapılırmış.





Bu kadar ölülerin arasında gezdiğimiz yeterdi, biraz da Toraja'lıların geleneksel evlerini görmek için Kete Kesu köyüne doğru yola çıktık. 


Bu geleneksel, hepsi kuzeye doğru bakan evlere "Tongkonan" deniliyor. Toraja'lıların ata evleri. Bu evlerin özelliği çatılarının kayığa benzemesi. Söylentiye göre Toraja'lıların ataları yüzyıllar önce Kuzey'den deniz yoluyla Sulawesi'ye gelmiş. O zamanlar evleri olmadığı için kayıklarını ters cevirip ev olarak kullanmışlar.



Kısa bir zaman öncesine kadar bu evlerin çatıları bambudan yapılıyormuş, civarda bambu azalınca yerini metal çatılar almaya başlamış.



Son günümüzde birazda doğanın tadını çıkaralım diye dağların arasında Batutumonga'ya doğru yola çıktık.. Gördüğümüz manzaralar muhteşemdi....Pirinç tarlaları, şimdiye kadar görmediğimiz Kakao ve Kahve ağaçları, güler yüzlü insanlar...





Bizi gören herkes gülerek "Hello" diyor, çocuklar poz veriyordu...



Kaya mezarları yine yolumuza çıkıyordu....



Öğleden sonra Rantepao'ya geri döndük. Burada göreceğimizi görmüştük, artık Togian adalarına gidebilirdik. Hostele gitmeden önce ertesi gün için otobüs biletimizi aldık, birazda şehirin içini gezdikten sonra, yağmurunda başlamasıyla odamıza geri döndük.





Not:
  • Bir rehberle cenaze törenine gitmek daha iyi. Rehber hem aileleri daha iyi tanıyor, hemde size bilgi veriyor.
  • Rantepao' ya geldiğinizde rehber bulmak zor değil. Ama iyi pazarlık yapın ve "sadece bugün tören var, sakın kaçırmayın" dediklerine inanmayın.
  • Törene giderken siyah ve uzun kıyafet giymeniz tavsiye ediliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Anonim yorum yapanlar isim yazarsa seviniriz. Yorumlarınız için teşekkürler.